Online Diyetisyen Müberra Aslan

İnsülin direnci, diyabet (şeker hastalığı), kalp ve damar hastalıkları, obezite gibi daha ciddi sağlık problemlerine yol açabileceği için erken dönemde fark edilmesi ve dikkat gösterilmesi gereken bir tür metabolik sendromdur. Hormonlara ilişkin bir rahatsızlık olan insülin direncinin kişide var olup olmadığı endokrinoloji ve dahiliye branşlarında yapılacak incelemeler ile teşhis edilebilmektedir.
 
İnsülin direncine sahip olduğu teşhis edilen hastaların bir beslenme uzmanına danışarak günlük beslenme biçimlerini düzenlemeleri uzun vadede daha ciddi hastalıkların ortaya çıkmasını önlemek açısından önem taşımaktadır.
 
Kısaca, pankreasın salgıladığı insülin hormonunun yetersizliği ve normalden fazla salgılanması olarak tanımlanabilen “insülin direnci” hakkında detaylı bilgileri ve insülin direnci olanlar için beslenme önerilerini yazımızda bulabilirsiniz.
 

İnsülin direnci nedir?

Mide ve karaciğere komşu olan pankreas, yiyeceklerdeki besin içeriğinin parçalanıp ayrıştırılmasında ve vücuda enerji olarak geri dönmesinde görev almaktadır. Sindirim sisteminin önemli bir parçası olan pankreas tarafından salgılanan ve midede yiyeceklerin öğütülmesine ve ayrışmasına yardımcı olan pankreas sıvısı, sindirim sisteminin sağlıklı işlemesinde büyük öneme sahiptir. Besin içeriklerinin (karbonhidratlar, proteinler vb.) ayrışmasında ve hücrelere iletilmesinde kilit rol oynayan pankreasın vücut açısından bir diğer kritik önemi şeker seviyesinin kontrolünü sağlamasıdır.
 

İnsülin Direnci için Diyet ve Beslenme Önerileri

Diyet & Sağlıklı Beslenme ile İnsülin Direncini Yenebilirsiniz!
İnsülin, pankreas tarafından salgılanan ve kandaki şeker düzeyini kontrol altında tutmayı sağlayan hormondur. Glikozun kandan hücrelere geçişini sağlar. İnsülin direnci, pankreasın sağladığı insülin hormonunun kandaki şekeri düzenlemede yetersiz kalması ve normal ve ideal düzeyden daha fazla insülin salınımını gerektirmesi durumudur. İnsülin direncinden zamanla pankreas glikozun hücreler tarafında emilebilmesini sağlayacak düzeyde insülin sağlayamayacak ve böylece Tip 2 Diyabet riski doğacaktır.
 
Bundan dolayı insülin direnci ciddiye alınması ve tedavi edilmesi gereken bir rahatsızlıktır.
 

İnsülin direncinin belirtileri

Ana öğünlerde yenilen yemeklerden sonra, halk arasında “ağırlık çökmesi” olarak tabir edildiği şekilde kişinin kendini yorgun hissetmesi ve uykusunun gelmesi insülin direnci ihtimalini akla getirmektedir.
 
Çok fazla yemek yemediği halde kilo veremeyen, hatta kontrolsüz kilo artışı yaşayan kişilerde insülin hormonuna ilişkin inceleme yapılması erken teşhise imkan vermektedir.
 
Sık sık acıkmak, aniden tatlı yeme isteği duymak, yine vücutta insülin direnci olması ihtimalini akla getiren diğer belirtilerdir.
 
İnsülin direncine bağlı olarak kan şekerinin aniden düşmesi de kişinin bedensel fonksiyonlarının ideal şekilde çalışmamasına yol açmakta ve sağlık açısından risk oluşturmaktadır.
 

İnsülin direnci neden olur?

Kilo kontrolü, metabolizmanın sağlıklı işleyişini devam ettirmesinde ilk sırada gelen unsurlardan birisidir. Özellikle modern hayat içerisinde yüksek kalorili gıdaların hızlı  bir şekilde tüketilmesi ve hareketsiz yaşam, insülin direncinin ortaya çıkmasında etkili faktörler olarak görülmektedir.
 
Bel çevresinin kalınlaşması, hem kadınlarda hem de erkeklerde insülin direncinin ortaya çıkmasında risk düzeyini arttırmaktadır. Öyle ki, ideal kilonun üzerine çıkılması vücudun sağlıklı işleyişini önleyerek insülin direncinin ortaya çıkmasına sebebiyet verebilmekte, diğer taraftan vücudun insülin direnci göstermesi kişinin vücudunda daha fazla yağlanma oluşmasına yol açmaktadır. Bu kısır döngünün içine girilmesi, insülin direnci basit bir rahatsızlık gibi görünse de, kişide obetize gelişmesine yol açabilmektedir.
 

İnsülin direnci olanlar nelere dikkat etmelidir?

İnsülin direnci olan hastaların bir önlem olarak kilolarını ideal düzeye getirmeleri ve vücutlarındaki fazla yağlanmalardan kurtulmaları doktorlar tarafından ilk sırada verilen tavsiyedir.
 
Günlük hayat içerisine yürüyüş ve egzersiz ile hareketlilik katılması, metabolizmanın ve sindirim sisteminin daha iyi çalışır ve dengeli hale gelmesine katkı sağlayacaktır.
 
Eğer tüketiliyor ise sigara ve alkol tüketiminin azaltılması da yine önemli ve dikkate alınması gereken bir diğer noktadır.
 

İnsülin direnci olanlar için diyet & beslenme önerileri

Beyaz ekmeği bırakın
Beyaz ekmek yerine tam tahıllı, kepekli, esmer ekmek türlerine geçiş yapmak insülin direncine karşı beslenmede yapılacak basit ama oldukça önemli bir değişikliktir. Beyaz un ile yapılan ekmeğe alışılmış olması, tam tahıllı ekmek türlerine geçme noktasında damak tadı değişimi olarak hastalara zor gelebilmektedir. Ancak, daha sağlıklı ekmek türlerinin tüketimine zamanla alışmak, insülin direnci problemi olan hastalar açısından yaşam boyu sürdürülebilecek sağlıklı bir beslenme değişimi olacaktır.
 
Şekerli ve asitli içecekleri hayatınızdan çıkarın
Şekerin vücuttaki kontrolünün dengeli şekilde sağlanamadığı insülin direnci durumunda tüketilen şekerler doğru şekilde sindirilemediği ve kullanılamadığı için yağ olarak depolanma eğilimi göstermektedir. Bu yüzden besin içeriği olarak vücuda bir katkısı olmayan ve keyif amaçlı içilen şekerli ve asitli içecekler insülin direnci olan hastalar açısından çok daha riskli seçenekler olmaktadır. Katkı maddesi içeriği de yüksek olan bu ürünler zaten ideal ve sağlıklı şekilde işlemeyen sindirim sistemine ağır yük oluşturacaktır. Bu hususlar göz önüne alındığında, şekerli ve asitli içecekleri beslenme biçiminden tamamen çıkarmak, vücudu gereksiz yağlanmalardan uzak tutmak için yapılması gereken en doğru hareket olacaktır. Bu içeceklere alternatif olarak şekersiz çay, kahve veya ayran gibi vücudu şeker kontrolü açısından yormayacak içecekler tercih edilmelidir. Günlük su tüketimini ortalama olarak 1,5 – 2 litre arasında tutmak da vücudun sıvı ihtiyacını en doğal şekilde karşılamasını sağlayacak ve diğer zararlı içeceklere yönelimi azaltacaktır.
 
Proteinlere ağırlık verin ve özellikle yoğurt tüketin
Protein içeriği yüksek, yağ oranı ideal ve karbonhidrat oranı düşük seçimler yapmak insülin direnci olan hastaların takip etmesi gereken temel formüldür. Et yerine daha az yağlı olan tavuk ve balık ürünlerini tercih ederek vücudun ihtiyaç duyduğu enerjiyi ağır karbonhidratlar yerine proteinden almayı sağlamak mümkündür. Et yemeklerinin daha yağlı olması tavuk ve balığın öncelikli tutulmasında bir etkendir. Yine tüm süt ürünleri protein açısından zengin ve insülin direnci ile yaşamda sağlıklı seçimlerdir. Özellikle yoğurt, bağırsaklarda yaşayan faydalı bakterilerin faaliyetlerine olumlu katkı sağlayan içeriği ile birçok diyet programına eklenen ve sindirim sistemine dost bir gıdadır.
 
Lifli gıdalarla beslenmeye çalışın
İnsülin direnci gösteren hastaların makarna, pilav gibi karbonhidrat deposu yemekler yerine sebze yemeklerine yönelmesi insülin probleminin şeker hastalığına dönüşmemesi açısından oldukça önemlidir. Ara öğünlerde ve kan şekerinin düşmesine bağlı olarak aniden gelen acıkma durumlarında elma ve armut gibi lifli meyveler tüketmek faydalı bir seçimdir. Ana öğün tercihlerini havuç, brokoli, ıspanak, Brüksel lahanası, bezelye, taze fasulye, kabak gibi lifli gıdalar ile yapılan yemekler ile planlamak hastalığın ilerlememesi için yaşam boyu sürdürülecek alışkanlıklar olmalıdır. Son dönemde birçok farklı diyette favori bir gıda haline gelen kinoa da yüksek protein içeriği ile beraber lifli bir gıda olması ile insülin direnci olanlar açısından ideal bir seçenektir.
 

Bize Danışabilirsiniz

İnsülin direncinizin olduğunu düşünüyorsanız ya da bir uzman tarafından insülin direnci teşhisi konuldu ise konuyu ciddiye almalısınız. Eğer kullandığınız ilaçlar ya da uyguladığınız diyet çözüme ulaştırmadıysa bize danışabilirsiniz.